user
Hamilelikte Kasık Ağrısı: Endişelenmeli misiniz? Bilmeniz Gerekenler

Sıradaki içerik:

Hamilelikte Kasık Ağrısı: Endişelenmeli misiniz? Bilmeniz Gerekenler

e
sv

Hamilelikte Sırt Ağrısı İçin 10 Etkili Rahatlama Yöntemi

3 okunma — 26 Aralık 2025 00:41
avatar

Hamilelikte

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Hamilelikte Sırt Ağrısı



Hamilelikte Sırt Ağrısı: Kapsamlı Bir Yaşam Rehberi

Hamilelik, bir kadının hayatında mucizevi bir dönüşüm ve derin bir hazırlık sürecidir. Bu süreç, yalnızca duygusal ve psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel olarak da vücudunuzun sınırlarını tanıdığı, yeni kapasiteler keşfettiği bir yolculuktur. Ancak bu yolculuk, özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde, bazı rahatsız edici yoldaşları da beraberinde getirebilir. Bunların arasında, neredeyse her hamile kadının bir dereceye kadar deneyimlediği, günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ve bazen dayanılmaz bir hal alabilen hamilelikte sırt ağrısı öne çıkar. Bu ağrı, sadece basit bir kas yorgunluğu değil; hormonal, mekanik, dolaşımsal ve hatta duygusal faktörlerin iç içe geçtiği kompleks bir durumun sonucudur. Belinizin alt kısmında (lomber bölge), kalçalarınızda, leğen kemiği çevresinde (pelvik kuşak ağrısı) veya sırtınızın üst kısmında hissedilen bu ağrı ve sertlik, en basit aktiviteleri – yataktan kalkmak, sandalyeden doğrulmak, uzun süre ayakta durmak, hatta yürümek – bir mücadeleye dönüştürebilir. Bu rehberin amacı, bu ağrıyı yalnızca “geçici bir hamilelik belirtisi” olarak kabullenmek yerine, onu anlamanıza, nedenlerini kökünden kavramanıza ve güvenli, etkili, kanıta dayalı yöntemlerle yönetmenize yardımcı olmaktır. Unutmayın, sırt ağrınızı hafifletmek, sadece fiziksel bir rahatlama değil, aynı zamanda daha huzurlu, keyifli ve sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmenizin de anahtarıdır.

Hamilelikte Sırt Ağrısının Nedenleri: Vücudunuzdaki Değişimin Anatomisi

Hamilelikte sırt ağrısı, tek bir nedene bağlı olmayan, multifaktöriyel (çok faktörlü) bir durumdur. Vücudunuz, bebeğinizi barındırmak, beslemek ve doğuma hazırlamak için inanılmaz bir uyum sürecine girer. Bu uyumun doğal sonuçlarından biri de kas-iskelet sisteminizdeki gerilimdir.

Hormonal Değişimler: Hamileliğin ilk haftalarından itibaren artan relaksin hormonu, doğum kanalının genişlemesi için eklemleri ve bağları gevşetmekle görevlidir. Ancak bu gevşeme sadece pelvik bölgeyle sınırlı kalmaz; tüm vücuttaki bağ dokuları ve eklemler etkilenir. Özellikle omurga kemiklerini birbirine bağlayan eklemler ve bağlar gevşediğinde, stabilite azalır. Bu da, omurganızı desteklemek için sırt ve karın kaslarınızın daha fazla çalışması gerektiği anlamına gelir. Zamanla bu aşırı çalışma, kas yorgunluğuna, spazmlara ve ağrıya yol açar. Relaksin seviyeleri hamilelik boyunca yüksek kalır ve bu etki kümülatiftir.

Ağırlık Merkezinin Değişmesi ve Postür: Bebeğiniz ve rahminiz büyüdükçe, vücudunuzun ağırlık merkezi öne doğru kayar. Bu kayma, sizi dengede tutmak için omurganızda doğal olmayan bir eğriye (lordoz artışı) neden olur. Bel çukurunuz derinleşir, omuzlarınız geriye, karnınız öne doğru çıkar. Bu “hamilelik duruşu”, belinizdeki kasların, eklemlerin ve disklerin üzerine binen yükü katlanarak artırır. Özellikle uzun süre ayakta durmak veya yanlış oturmak, bu yükü daha da şiddetlendirerek keskin, bıçak saplanır gibi ağrılara veya derin, künt bir ağrıya neden olabilir.

Kas Ayrılması (Diastasis Recti): Karın kaslarınızı bir arada tutan bağ dokusu (linea alba), rahmin genişlemesi ve hormonal etkilerle gerilir ve incelir. Bu, karın kaslarının orta hattında bir ayrılmaya yol açabilir. Güçlü karın kasları, omurgayı destekleyen doğal bir korse gibidir. Bu korsenin zayıflaması veya etkinliğini yitirmesi, tüm destek yükünün sırt kaslarına binmesine neden olur. Bu durum, özellikle karın bölgesi büyüdükçe sırt ağrısını şiddetlendiren önemli bir faktördür.

Stres ve Duygusal Faktörler: Hamilelik, heyecan ve mutluluk kadar, endişe ve stresi de beraberinde getiren bir dönemdir. Stres, vücudunuzda “savaş ya da kaç” tepkisini tetikleyerek kas gerginliğini artırır. Özellikle boyun, omuz ve sırt kasları, stres altında kronik olarak kasılma eğilimindedir. Bu psikosomatik bağlantı, fiziksel ağrıyı besler ve bir kısır döngü yaratır: Ağrı strese, stres daha fazla ağrıya neden olur. Ayrıca, uyku düzensizlikleri ve yorgunluk da ağrı eşiğini düşürerek mevcut rahatsızlığı daha belirgin hale getirebilir.

Hamilelikte Sırt Ağrısı Türleri ve Belirtileri

Hamilelikte görülen sırt ağrılarını genellikle iki ana kategoride ele almak mümkündür. Doğru teşhis, doğru tedavi yaklaşımı için kritik öneme sahiptir.

Lomber (Bel) Ağrısı: Bu, hamilelik öncesinde de sık görülen klasik bel ağrısına benzer. Belinizin alt kısmında, genellikle omurganın iki yanında hissedilir. Ağrı, bıçak saplanması şeklinde keskin veya uzun süreli, künt ve sızlayıcı olabilir. Öne eğilmek, ağırlık kaldırmak, uzun süre ayakta kalmak veya oturmakla şiddetlenir. Bazen kalçalara ve uylukların arka kısmına doğru yayılabilir (siyatik benzeri ağrı), ancak genellikle dizin altına inmez. Bu ağrının temel nedeni, ağırlık merkezinin değişmesi ve beldeki kasların, eklemlerin ve disklerin aşırı yüklenmesidir.

Pelvik Kuşak Ağrısı (PGP): Bu, hamileliğe özgü ve genellikle daha karmaşık bir ağrı türüdür. Ağrı, belden ziyade leğen kemiğinin (pelvis) derinliklerinde hissedilir. Pelvisinizi oluşturan kemikler (sakrum ve iliak kemikler) arasındaki eklemlerde (sakroiliak eklem) ve simfizis pubis adı verilen ön taraftaki eklemde gevşeme ve instabilite sonucu oluşur. Ağrı, kasıklarda, kalçaların derininde, bir veya iki taraflı olabilir ve bazen vajinal bölgeye de yansıyabilir. En karakteristik belirtisi, aktivite değişiklikleri sırasında artmasıdır: Yatakta dönmek, merdiven çıkmak, bir bacağınızın üzerinde durmak (örneğin pantolon giyerken), yürümek veya bacaklarınızı ayırmak ağrıyı tetikleyebilir. Bazen kalçadan bacağa doğru yayılabilir. PGP’de ağrı genellikle sabit ve hareketle şiddetlenen türdendir.

Hamilelikte Sırt Ağrısı İçin 10 Etkili Rahatlama Yöntemi

Bu yöntemler, ilaçsız, güvenli ve proaktif bir yaklaşım sunar. Her birini yaşam tarzınıza uyarlayarak, ağrıyı yönetmede aktif bir rol alabilirsiniz.

1. Prenatal Yoga ve Nazik Esneme Hareketleri

Prenatal yoga, hamilelikte sırt ağrısıyla mücadelede altın standartlardan biridir. Sadece fiziksel esnekliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda nefes teknikleriyle stresi azaltır, zihinsel odaklanmayı geliştirir ve pelvik taban kaslarını güçlendirir. Özellikle “kedi-deve” pozisyonu (cat-cow), bel bölgesindeki esnekliği ve hareketliliği artırmak için idealdir. Dört ayak üzerinde başlayıp, nefes alırken karnınızı aşağı çekerek belinizi çukurlaştırın (inek), nefes verirken sırtınızı yuvarlayıp çenenizi göğsünüze yaklaştırın (kedi). Bu hareketi yavaş ve kontrollü bir şekilde 10-15 kez tekrarlamak, omurgayı mobilize eder. Ayrıca, duvara dayanarak yapılan hafif çömelmeler (squat), pelvik açıklığı desteklerken sırt ve bacak kaslarını güçlendirir. “Çocuk pozisyonu” (child’s pose) ise sırtı uzatır ve zihinsel rahatlama sağlar. Ancak, hamileliğin ikinci yarısından sonra sırtüstü uzun süre yatmayı gerektiren pozlardan ve karın üzerine baskı yapan derin bükülmelerden kaçınmak önemlidir. Mutlaka sertifikalı bir prenatal yoga eğitmeni eşliğinde çalışmaya özen gösterin.

2. Yüzme ve Su İçi Egzersizler

Su, hamile bir vücut için mükemmel bir ortamdır. Suyun kaldırma kuvveti, eklemlere ve omurgaya binen yerçekimi kaynaklı yükü büyük ölçüde azaltır. Bu, ağrılı bölgeleri rahatlatırken, kasları güçlendirmek ve kardiyovasküler dayanıklılığı artırmak için güvenli bir direnç sağlar. Suda yürümek veya hafif aerobik hareketler yapmak, özellikle pelvik kuşak ağrısı çekenler için harikadır. Su, vücudu her yönden destekler ve ani hareketlerin neden olabilecek sarsıntı riskini ortadan kaldırır. Ayrıca, özellikle sırtüstü yüzme (sırt üstü), omurgayı mükemmel şekilde uzatır ve bel çukurunu destekler. Serbest stil yüzme de omuz ve sırt üstü kaslarını çalıştırır. Havuz suyunun sıcaklığının çok yüksek olmamasına (ideal 28-30°C) ve kaygan yüzeylerde düşmemeye dikkat edilmelidir.

3. Doğru Duruş (Postür) Bilinci ve Günlük Alışkanlıklar

Postür, hamilelikte sırt sağlığının temel taşıdır. Bilinçli bir duruş, ağrıyı önlemede tedaviden daha etkilidir. Ayakta dururken, kulaklarınız omuzlarınızla, omuzlarınız kalçalarınızla aynı hizada olmalı. Dizlerinizi kilitlemeden, hafifçe bükük tutun. Karnınızı içeri çekmeye ve kuyruk sokumunuzu hafifçe aşağı doğru kıvırmaya çalışın (pelvik tilt). Bu, bel çukurunuzu düzeltmeye yardımcı olur. Otururken, bel desteği olan bir sandalye kullanın. Dizleriniz kalçalarınızdan biraz daha yüksekte olacak şekilde ayaklarınızın altına bir destek koyun. Uzun süre oturmaktan kaçının; her 30-45 dakikada bir kalkıp 5 dakika dolaşın. Yerden bir şey almanız gerektiğinde, asla belden eğilmeyin. Bunun yerine, çömelin (squat), dizlerinizi bükün ve belinizi düz tutarak kalkın. Bu hareket, sırt kaslarınızı değil, bacak kaslarınızı kullanmanızı sağlar.

4. Destekleyici Yastıklar ve Uyku Pozisyonları

Gece boyunca dinlendirici bir uyku, vücudun onarımı ve ağrı yönetimi için şarttır. Hamilelikte, özellikle ikinci trimesterden itibaren sırtüstü yatmak, büyüyen rahmin ana damarlara baskı yapmasına (vena kava sendromu) neden olabileceğinden önerilmez. En ideal pozisyon sol yana yatıştır. Sol tarafa yatmak, rahmin kan dolaşımı üzerindeki baskısını en aza indirir. Bu pozisyondayken, dizlerinizin arasına uzun, hamilelik yastığı (C veya U şeklinde) veya normal bir yastık yerleştirin. Bu, üstteki bacağın aşağı düşmesini ve pelvisin dönmesini engelleyerek bel ve kalça eklemlerindeki gerilimi azaltır. Ayrıca, karnınızın altına küçük bir yastık daha koymak ekstra destek sağlayabilir. Yastığınızın baş ve boyun desteği için de uygun yükseklikte olmasına dikkat edin.

5. Prenatal Masaj ve Myofasiyal Gevşeme

Lisanslı ve prenatal masaj konusunda eğitimli bir terapist tarafından yapılan masaj, sırt, bel, boyun ve omuzlardaki gergin kas liflerini gevşetmek için son derece etkilidir. Masaj, kan dolaşımını artırır, lenfatik drenajı destekler ve endorfin (doğal ağrı kesici) salınımını tetikler. Özellikle kalçaların yan tarafındaki (gluteus medius) ve belin derinindeki kaslara (multifidus) odaklanan teknikler, ağrıyı kökten hafifletebilir. Evde, eşinizden hafif, dairesel hareketlerle belinize ve omuzlarınıza masaj yapmasını isteyebilirsiniz. Ayrıca, tenis topu veya özel masaj topları ile duvara yaslanarak, ağrılı noktalara hafif baskı uygulamak (self-myofasiyal gevşeme) de sıkışmış kasları rahatlatabilir. Masaj sırasında rahatsız edici veya şiddetli baskıdan, ve özellikle ilk trimesterde bazı akupresür noktalarından kaçınılmalıdır.

6. Sıcak ve Soğuk Uygulama (Kontrast Terapi)

Isı ve soğuk, ağrı yönetiminde basit ama güçlü araçlardır. Soğuk uygulama (bir havluya sarılı buz torbası), özellikle ani başlayan, keskin bir ağrı veya iltihaplı bir bölge için idealdir. Soğuk, kan damarlarını büzerek iltihabı ve şişliği azaltır, aynı zamanda sinir iletimini yavaşlatarak ağrı hissini dindirir. Günde birkaç kez, 15-20 dakikayı geçmeyecek şekilde ağrılı bölgeye uygulanabilir. Sıcak uygulama ise (sıcak su torbası, ısıtılmış havlu veya sıcak duş), kronik, künt ve sertlik hissi veren ağrılar için daha uygundur. Sıcak, kas liflerini gevşetir, kan akışını artırır ve esnekliği iyileştirir. Özellikle gün sonunda veya egzersiz öncesi sırtınıza 20 dakika sıcak uygulamak rahatlatıcıdır. Dikkat: Sıcak uygulamayı doğrudan karın bölgesine yapmaktan ve çok yüksek sıcaklıklardan kaçının. İki yöntemi dönüşümlü olarak uygulamak (kontrast terapi) bazen en iyi sonucu verebilir.

7. Destekleyici Hamilelik Korsesi veya Pelvik Kayışı

Özellikle günün aktif saatlerinde veya uzun süre ayakta kalmanız gerektiğinde, doktor veya fizyoterapist önerisiyle kullanılan destekleyici kayışlar, mekanik bir destek sağlayarak ağrıyı hafifletebilir. Bu kayışlar, pelvik kemikleri hafifçe bir arada tutarak eklem stabilitesini artırır ve karın ile sırt kaslarına destek olur. Ağırlık merkezinin daha iyi dağılmasına yardımcı olurlar. Ancak, bu kayışlar bir tedavi aracı değil, destekleyici bir araçtır. Sürekli kullanım, kasların zayıflamasına yol açabileceğinden, yalnızca ihtiyaç duyulan zamanlarda ve mutlaka doğru şekilde takılmalıdır. Doğru ölçü ve takma tekniği için bir uzmandan yardım almak önemlidir.

8. Dengeli Beslenme ve Kilo Yönetimi

Hamilelikte alınan her fazla kilo, omurganıza ekstra yük demektir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı ile önerilen kilo aralığında kalmak, sırt ağrısını önlemede kritik bir rol oynar. Yeterli protein alımı kas dokusunun sağlığı için, kalsiyum ve D vitamini ise kemik yoğunluğu için elzemdir. Ayrıca, kronik enflamasyonu azaltmaya yardımcı anti-inflamatuar gıdalar (zencefil, zerdeçal, omega-3 yağ asitleri içeren balıklar, koyu yeşil yapraklı sebzeler) diyete eklenebilir. Yeterli su tüketimi (günde en az 2-2.5 litre) de disklerin hidrasyonu ve genel doku sağlığı için önemlidir. Beslenme konusunda bir diyetisyenden hamileliğe özgü destek almak en doğrusudur.

9. Doğru Ayakkabı Seçimi ve Ayak Bakımı

Ayaklarınız, tüm vücut ağırlığınızı taşıyan ve postürünüzü doğrudan etkileyen temeldir. Hamilelikte, yüksek topuklu, dar veya düz tabanlı ayakkabılardan kesinlikle kaçının. Yüksek topuklar, ağırlık merkezini daha da öne iter ve bel çukurunu derinleştirir. İdeal olan, topuğu 2-3 cm’yi geçmeyen, ayak kavsini iyi destekleyen, geniş ve yuvarlak burunlu, kaymayan tabanlı, ortopedik ayakkabılar veya spor ayakkabılardır. Ayaklarınızın ödem nedeniyle şişebileceğini unutmayın, bu nedenle ayakkabılarınızın esnek ve rahat olması gerekir. Gün içinde ayaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirmek de ödemi ve buna bağlı rahatsızlığı azaltacaktır.

10. Fizyoterapi ve Chiropractic Bakımı (Uzman Kontrolünde)

Eğer ağrınız şiddetliyse, günlük yaşamınızı ciddi şekilde kısıtlıyorsa veya pelvik kuşak ağrısı belirtileri gösteriyorsa, bir uzmana başvurma zamanı gelmiştir. Prenatal fizyoterapistler, hamileliğe özgü egzersiz programları (pelvik taban ve derin karın kaslarını hedefleyen), manuel terapi teknikleri (hafif mobilizasyonlar), ve ağrıyı azaltmaya yönelik modaliteler (TENS gibi) konusunda uzmanlaşmıştır. Benzer şekilde, hamilelik konusunda deneyimli bir kayropraktik uzmanı (chiropractor), omurgadaki hafif yanlış hizalanmaları (subluksasyon) güvenli, düşük kuvvetli tekniklerle düzelterek sinir fonksiyonunu iyileştirebilir ve ağrıyı azaltabilir. Her iki durumda da, hamile olduğunuzu ve hangi trimesterde olduğunuzu mutlaka belirtmeli ve sertifikalı, deneyimli profesyonelleri tercih etmelisiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Hamilelikte sırt ağrısı ne zaman başlar ve ne zaman biter?

Hamilelikte sırt ağrısı genellikle ikinci trimesterde (13-28. haftalar), rahmin belirgin şekilde büyümeye ve ağırlık merkezinin değişmeye başladığı dönemde ortaya çıkar. Ancak bazı kadınlarda, hormonal değişikliklere bağlı olarak ilk trimesterde de hafif bel ağrıları görülebilir. Ağrı, üçüncü trimesterde (29-40. haftalar) bebeğin en fazla ağırlık kazandığı dönemde genellikle en şiddetli halini alır. Doğumdan sonra, hormon seviyeleri yavaş yavaş normale döner ve rahim küçülür. Bu nedenle, mekanik yük ortadan kalktığı için ağrı da hızla azalır. Ancak, doğum sırasındaki kasılmalar ve doğum sonrası bebek bakımına bağlı yanlış duruşlar (emzirme, bebeği kucağa alma) nedeniyle ağrı bir süre daha devam edebilir. Genellikle doğumdan sonraki ilk 6 ay içinde büyük ölçüde geçer. Eğer ağrı doğumdan sonra da şiddetlenerek devam ediyorsa, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

Sırt ağrısı bebeğime zarar verir mi?

Hayır, hamilelikte yaşadığınız kas-iskelet kaynaklı sırt ağrısının direkt olarak bebeğinizin sağlığına veya gelişimine bir zararı yoktur. Ağrı, sizin kaslarınız, eklemleriniz ve bağlarınızla ilgili bir durumdur; rahmin içindeki bebeği etkilemez. Ancak, şiddetli ağrı nedeniyle yaşanan uykusuzluk, iştahsızlık ve kronik stres, dolaylı yoldan hamileliğin genel seyrini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, çok nadir de olsa, şiddetli bel ağrısı idrar yolu enfeksiyonu, böbrek taşı veya erken doğum eylemi gibi başka bir ciddi durumun belirtisi olabilir. Bu nedenle, ani başlayan, çok şiddetli, ateşle birlikte olan veya vajinal kanama/akıntı ile ilişkili ağrılarda derhal doktorunuza başvurmalısınız.

Hangi durumlarda doktora acilen başvurmalıyım?

Hamilelikte sırt ağrısı genellikle normal olsa da, bazı “kırmızı bayrak” belirtileri acil tıbbi müdahale gerektirebilir. Bunlar: Aniden başlayan, dayanılmaz şiddette ağrı; ağrıyla birlikte ateş, üşüme-titreme veya idrar yaparken yanma hissi (enfeksiyon işareti); vajinadan gelen kanama, sıvı gelmesi veya artan mukus akıntısı; karında düzenli aralıklarla gelen sertleşme ve kasılmalar (erken doğum riski); bacaklardan birinde şiddetli ağrı, şişlik, kızarıklık ve hassasiyet (derin ven trombozu-DVT riski); idrarını veya dışkını tutamama ya da bacaklarda his kaybı/güçsüzlük (ciddi sinir baskısı işareti). Bu belirtilerden herhangi biri varsa, vakit kaybetmeden kadın doğum uzmanınızı aramalı veya en yakın sağlık kuruluşuna gitmelisiniz.

Hamilelikte sırt ağrısı için hangi ağrı kesiciler güvenlidir?

Hamilelikte ilaç kullanımı son derece dikkatli ve doktor kontrolünde olmalıdır. Genel olarak, ilk tercih edilen ve en güvenli kabul edilen ağrı kesici parasetamol‘dür (asetaminofen). Doktorunuzun önerdiği doz ve sürede kullanılabilir. Nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) olarak bilinen ibuprofen, naproksen gibi ilaçlar ise hamileliğin özellikle ilk ve son trimesterinde risk oluşturabileceğinden, kesinlikle doktor önerisi olmadan kullanılmamalıdır. Herhangi bir ağrı kesici almadan önce, mutlaka kadın doğum doktorunuza danışmalı ve onayını almalısınız. Doktorunuz, ağrınızın şiddetine göre güvenli alternatifler veya ilaç dışı yöntemler önerecektir.

Doğum sonrası sırt ağrısı için ne yapabilirim?

Doğum sonrası dönem (lohusalık), vücudunuzun toparlanma sürecidir. Bu dönemde de sırt ağrıları devam edebilir. Emzirirken veya biberonla beslerken dik oturun ve belinizi destekleyin. Bebeği kucağınıza alırken çömelin, belinizden eğilmeyin. Bebeği yüksek bir yüzeyden (değiştirme masası gibi) alıp koyarken dikkat edin. Hafif, doktor onaylı postpartum egzersizlere (pelvik tilt, Kegel egzersizleri, hafif karın kası çalışmaları) doğumdan birkaç hafta sonra başlayın. Yeterli dinlenmeye ve beslenmeye özen gösterin. Ağrı devam ederse, bir fizyoterapistten postpartum rehabilitasyon için destek alabilirsiniz. Unutmayın, vücudunuzun eski haline dönmesi zaman alır, kendinize karşı sabırlı ve şefkatli olun.

Stres sırt ağrımı gerçekten bu kadar etkiler mi?

Evet, stres ve sırt ağrısı arasındaki bağlantı bilimsel olarak oldukça güçlüdür. Stres anında salgılanan kortizol ve adrenalin gibi hormonlar, kasların gerilmesine ve kan akışının azalmasına neden olur

  • Site İçi Yorumlar

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.