Gebelikte Yemek Yiyememe, Beslenememe ve Yeme Bozuklukları

Hamileliğin özellikle ilk dönemlerinde aşırı mide bulantısı, iştahsızlık, kusma ve tiksinti gibi şikayetler olması son derece normaldir. Bunlardan ötürü yeterli ve dengeli beslenme sağlanamaz.

Gebeliğin ilk üç ayında anne adayı kilo almayabilir, hatta kilo bile kaybedebilir. Bu durum çoğu hamilelikte yaşanan doğal bir süreçtir. Anne aşırı düzeyde bitkin kalmadığı sürece bir zararı yoktur.

Hamileliğin üçüncü ayından sonra bu şikayetler azalmaya ve kaybolmaya başlayacaktır. Bu dönemden sonra anne ve bebek kilo almaya başlar.

Hamilelik döneminde iştah kaybına bağlı yemek yiyememe olabilir. Bu iştah kaybının en büyük nedeni mide bulantılarıdır. Mide bulantısının verdiği kötü his anne adayının yemek yemesine engel olur ve bu isteğini azaltır.

Hamileliğin ikinci üç aylık döneminde sindirim sisteminde genel bir yavaşlama olur. Bunun nedeni bağırsak ve uterus bölgesine yapılan basınçtan dolayıdır. Bu basınç gebeliğin ilk dönemlerinde iştah kaybı ve kabızlıklara yol açar. Hamileliğin üçüncü üç aylık döneminde ortaya çıkan iştah kaybının nedeni ise progesteron hormonundaki artıştan kaynaklanır. Progesteron hormonunun aşırı salgılanması tüm sindirim sistemi işlevlerini yavaşlatır.

Sindirim sistemini yavaşlatan diğer nedenlerden biri de kalın barsak tarafından emilen yüksek orandaki su miktarıdır. Gebelik döneminde yüksek miktarda alınan demir de kabızlığa yol açarak iştah kaybına neden olur. Hamileliğin son dönemlerinde de birçok anne adayında iştah kaybı görülebilir. Anne karnında büyümekte olan bebek mideye baskı yaparak doluluk hissi verir ve buda annede tokluk hissi uyandırır.

Gebelik döneminde iştah kaybını yenmek çok önemlidir. Eğer gebeliğin ilk dönemlerinde iştah kaybı sorunu ile karşılaşırsanız daha az miktarlarda yemek yemeye çalışmalısınız. Az az ve sık sık yemek yerseniz gün boyu midenizde dolu kalacaktır ve bu doluluk mide bulantısını engelleyecektir.

Gebeliğin ikinci üç aylık döneminde iştah kaybı yaşayan anne adaylarının günde 8-10 bardak su içmeleri, yeşillik ağırlıklı beslenmeleri ve bol lifli besinler tüketmeleri son derece önemlidir.

Gebe bayanlar yağlı ve sindirimi zor yiyecekler tüketmemeye gayret etmelidirler. Günde iki ana öğün yerine beş ya da altı kısa öğünle günü geçirin. Hamilelik döneminde sürekli iştah kaybı yaşıyor ve dengeli beslenme sağlayamıyorsanız en kısa zamanda bu konuda uzman bir doktora muayene olmalısınız.

Çünkü gebelik döneminde aşırı su ve besin kaybı hem anne hem de bebek için çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Sağlıklı bir gebelik için doktorunuzdan bilgi almaktan çekinmeyin.

Rize’nin Ardeşen ilçesi il merkezine 45 km uzaklıktadır. Ardeşen 1 belde, 42 köy ve 28 mahalleden oluşmaktadır. Ardeşen 10 kilometre kıyı uzunluğuna sahip bir sahil ilçesidir. İklim olarak Doğu Karadeniz iklimi görülür yani her mevsim bol yağışlıdır. Hava sıcaklığı 15 derece dolaylarındadır. Kıyı kesimden ilçenin iç kesimlerine doğru gidildikçe daha sert bir iklim koşullarıyla karşılaşmanız mümkündür. Ardeşen topraklarının yarıya yakını ormanlık alandır. Ormanlık alanların % de 10’u tarıma elverişlidir. Ardeşen topraklarında halkın geçim kaynağı genellikle tarımdır. İlçede yetiştirilen tarım ürünleri çay, fındık, mısır ve kividir. Özellikle ilçedeki halk geçimini çay üretiminden sağlamaktadır. İlçede yapılan hayvancılık ise sadece ilçe halkının günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitededir. İlçede bulunan Asilsan silah üretme fabrikası ilk özel silah fabrikası olma özelliğine sahiptir. İlçenin en büyük deresi olan Fırtına Deresi’nde rafting sporu yapılmakta, özellikle bölgeye bu su sporunu yapmaya gelen çok sayıda turist bulunmaktadır. Nüfus olarak Rize’nin ikinci en kalabalık ilçesi konumundadır. İlçe halkının etnik yapısı genellikle Lazlar ve Hemşinlilerden oluşmaktadır. İlçede 1 halk eğitim merkezi, 1 öğretmen evi, 2 anaokulu, 10 ilkokul, 7 ortaokul, 8 lise ve 1 meslek yüksek okulu bulunmaktadır. Ardeşen ilçesinde özel sağlık kuruluşlarının dışında 3 aile sağlık merkezi bulunmaktadır. İlçede ayrıca Kaçkar devlet hastanesi de hizmet vermektedir. Rize’nin Ardeşen ilçesinin tarihçesi 1846 yılına dayanmaktadır. İlçenin adı ilk kez bir kaynakta bu tarihte geçmektedir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Ruslar tarafından yönetilen Ardeşen ilçemiz Kurtuluş Savaşımızın başarıyla sonuçlanması üzerine Rusların bölgeden çekilmesiyle tekrar Türk yönetimine katılmıştır. Önceleri Rize’nin Pazar ilçesine bağlı olan Ardeşen 1953’te ilçe olmuştur. Tarihi eser olarak ilçede cami, kilise, kemer köprü, ve ev çeşitleri bulunmaktadır. İlçe halkı ve yakın çevredeki illerde yaşayan vatandaşlar için en önemli yapıt ise ilçede bulunan Süleyman Dede Türbesidir. Süleyman Dede Türbesi sayesinde her yıl çok sayıda vatandaş Ardeşen ilçesini ziyaret etmektedir. Sakarya ilinin bir ilçesi olan Adapazarı İstanbul’a yakın mesafede bulunan yeşil bitki örtüsü ağırlıkta, yağışlı bir ilçemizdir. İstanbul’a yakın olduğu için ulaşım sorunu yoktur, her yere ulaşım kolaydır. Bizanslıların ve Britanyalıların tarihte bu bölgede yaşadıkları söylenmektedir ve Beşköprü (Sangarios Köprüsü) ‘nü Bizans imparatoru II. Jüstiyanus’un yaptırdığı bilinmektedir. Adapazarı ilçesinin geçim kaynağını büyük ölçüde otomobil endüstrisi ile sağlamaktadır. En büyük otomobil ve otomobil yan sanayi fabrikaları bu ilçededir. Otomotiv sanayinden başka fındık, şeker, ipek, yağ ve kereste endüstrisi ile de geçim kaynağı oluşturulmaktadır. Adapazarı nüfusu 2013 yılı verilerine göre 259.516 kişiden oluşmaktadır. Adapazarı’nın kendine has güzel yemekleri vardır; yoğurtlu Adapazarı ıslaması, Adapazarı ıslama köftesi, yoğurtlu Adapazarı ıslama köftesi, Epişips, Dartı, Biryan, Keşkek, Ezme fasulye, Pazı tavası, Kara lahana, Uhut, Abhaz peyniri, Abhaz tatlısı, İncir uyuşturması gibi çeşitli özel yemekleri vardır. Herkes tarafından bilinen ve Adapazarı deyince ilk akla gelen yemeği Islama Köftesidir.