Hamilelikte Yaşanan Korkular ve Kaygılar

Kadınlar hamile kalmakla birlikte adet hayatlarında bir çağı kapatıp başka bir çağı açmış olurlar. Şüphesiz ki üstesinden gelmesi gereken oldukça zor bir görev bu dönemde onu beklemektedir. Böyle bir dönemde kadının normal bir psikoloji içerisinde olması beklenmez.

Elbette kaygılanacağı bazı konular, düşüneceği ve endişe duyacağı bazı korkuları olacaktır. Bu dönemde anne adayı her şeyi bebek için düşünmektedir ve tek istediği sağlıklı bir bireyi dünyaya başarılı bir şekilde getirip yetiştirmektir.

Günümüzde hala hamileliklerin büyük bir çoğunluğu evliliğin ilk iki yılı içerisinde gerçekleşmektedir. İnsanlar daha cinselliği yeterince tanımadan, bir çocuk sahibi olmanın gerektirdiği bilgileri tam olarak algılayıp düşünmeden çocuk sahibi olmak isterler. Bu durumda kadınlar hamilelik ve çocuk doğurma hakkında pek bir şey bilmeden hamile kalmış olurlar. Bu bilgisizlikten kaynaklanan korkuların ve kaygıların gelmesi pek uzun sürmeyecektir.

İnsanlarımızın çoğu bilmedikleri bir durum ile karşılaştıklarında, bir uzmana görünmek yerine, konu komşudan duydukları tedavi yöntemlerini veya çözümleri denemeye kalkarlar. Bu da aslen çok yanlıştır. Çünkü her konuda uzmana danışmak, gerçek çözüm olacağı gibi içimizi de rahatlatacak olan bir olaydır. Bunun için hamilelik dönemi boyunca her türlü korku ve kaygınızı bir uzmana iletmek ve onun değerlendirmesini sağlamak hem daha sağlıklı bir doğum süreci geçirilmesini hem de psikolojik olarak rahatlamayı sağlar.

Hamilelikte kadının psikolojisi ile birlikte hormonal dengesinde de değişmeler olacaktır. Ve biyolojik olarak vücudunda göreceği değişiklikler psikolojisini de olumsuz yönde etkileyebilir. Bunların üstüne bir de dışsal nedenler eklenmiş olabilir.

Gelecek çocuğun istenmemesi veya bir mirası paylaşacak kişi olması gibi durumlarda anneye gereken şefkat gösterilmez ve hor görülerek üstüne her fırsatta gidilir. Anne adayı bu gibi olaylardan o dönemde normalde olduğundan daha fazla etkilenecek ve kendisini bunalıma sokacaktır.

Peki tüm bu anlattıklarımızın neticesi ne olacaktır. Yani bu korku ve kaygılar sadece bu kadarla kalır mı yoksa bazı hastalıklara yol açabilir mi?

Malesef bunlar sadece korku ve kaygı olarak kalmayacaktır. Hamilelik süresince anne adayının bu tip şeylerle karşılaşması istenmeyen sonuçlara neden olacaktır. Bu olayların akabinde gelebilecek olan bazı ufak veya geniş boyutlu depresyonlar olabilecektir. Bu dönemdeki depresyonlar zaten iştah kaybı olan annenin beslenmesini olumsuz etkileyecektir. Oysaki bu dönem en dengeli beslenmeye ihtiyaç duyulan dönemdir.

Biraz daha ciddi durumlarda hele bir de genetik açıdan anne adayı yatkınsa şu hastalıkların görülme riski de artar : panik atak, şizofreni, halisülasyonlar görme, manik eksitasyon.

Depresyon geçiren veya depresyon süreci içerisinde olan bir kişide uyku istenilen düzende olmaz. Uykuda bir düzensizlik söz konusu olur. Bu kişiler kabuslu rüyalar görebilir veya sebepsiz yere uykularından sık sık uyanabilirler.

Depresyonun ilerlemesi ile birlikte gelecek olan stres, anne adayını alkol ve sigara gibi zararlı maddeler kullanmaya itebilir. Bu da en istenmeyen durumların arasındadır. Anne eğer karamsar bir yapıdaysa çocuğun nasıl doğacağı ile ilgili kaygılar yaratmaya başlayabilir. Bu kaygılar aşırı derecede olacak olursa bilinç altına işleyerek rüyasında çocuğunu sakat veya ölü doğmuş şekilde görmesini sağlayabilir.

Bütün bu sebeplerden dolayı bu dönemi bir psikiyatrist eşliğinde geçirmekte veya en azından bir sorun olduğu düşünüldüğünde uzman bir psikoloğa başvurulmasında oldukça fayda vardır.